-
1 altta kalmak
go to the wall -
2 altta kalmak
to be defeated -
3 be outdone
v. altta kalmak -
4 go to the wall
zor duruma düşmek, altta kalmak, yenilmek, iflas etmek -
5 be outdone
v. altta kalmak -
6 go to the wall
zor duruma düşmek, altta kalmak, yenilmek, iflas etmek -
7 alt
1. subst/adj Untere(s), untere(r) Teil; Boden m (eines Gefäßes); (taban) Sohle f; unter-;alt bölüm Unterabteilung f;alt kat untere(s) Stockwerk;(bahçenin) alt köşesi die hinterste ( oder äußerste) Ecke (des Gartens);alt alta Eins unter dem Anderen;alt alta üst üste drunter und drüber;alt etmek unterkriegen; bezwingen;alt taraf Unterseite f;alt tarafı (on lira) weiter nichts als, nur (zehn Lire);alt yanı çıkmaz sokak es führt zu nichts;altına almak niederwerfen (im Kampf);sıkı kontrol altına almak einer scharfen Kontrolle unterziehen;altına etmek fam sich (D) in die Hosen machen;-in altında kalmamak nicht unbeantwortet ( oder unvergolten) lassen;bş-in altından kalkmak mit etwas fertig werden;altta kalmak unterliegen2. Ortssubstantiv -in altına unter A;masanın altına unter den Tisch (legen usw);-in altında unter D;masanın altında unter dem Tisch (liegen usw);-in altından unter D … hervor;masanın altından unter dem Tisch hervor (kommen usw) -
8 alt
1.1) низ, ни́жняя часть (чего-л.)2) оконча́ние, коне́ц (книги, письма и т. п.)2.makalenin altını henüz okuyamadım — я пока́ ещё не смог дочита́ть ста́тью до конца́
1) ни́жнийalt dudak — ни́жняя губа
alt kısım — ни́жняя часть
2) ни́зший, ни́зкийalt cins — ни́зкий сорт
alt takım — ни́зшее сосло́вие
3) да́льний3.bahçenin alt köşesi — да́льний уголо́к са́да
в функции служ. имениalt bilinç — подсозна́ние
alt komisyon — подкоми́ссия
б) в роли второго компонента одноаффиксного изафета под влия́нием, под возде́йствиемgüneş altında çalışmak — рабо́тать на солнцепёке
bazı şartlar altında — при не́которых усло́виях
serbest yarışmalar altında — под влия́нием свобо́дной конкуре́нции
altına, altında — под
masanın altında — под столо́м
masanın altından — из-под стола́
••- alttan altaaltta kalanın canı çıksın — погов. сла́бых бьют
- alt alta üst üste
- alt etmek
- altına etmek
- altına kaçırmak
- altından girip üstünden çıkmak
- altını ıslatmak
- altından kalkmak
- altında kalmak
- altında kalmamak
- altı kaval üstü şişane
- altına koymak
- alt olmak
- altını üstüne getirmek
- alt yanı çıkmaz sokak
См. также в других словарях:
altta kalmak — 1) herhangi bir çatışmada, çekişmede yenilmek 2) herhangi bir iyiliğin karşılığını ödeyememek … Çağatay Osmanlı Sözlük
alt — is. 1) Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor. Z. O. Saba 2) Bir nesnenin tabanı Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yan — is. 1) Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölümü Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı. M. Ş. Esendal 2) Sağ ve solun ortak adı, yön, taraf, cihet Yaşlı garson yanımıza geldi. Y. K. Karaosmanoğlu 3) Yer 4) Üst 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük